xmlns:fb='http://www.facebook.com/2008/fbml' Mutfakta Kedi Var: Aralık 2013
expr:class='"loading" + data:blog.mobileClass'>

31 Aralık 2013 Salı

BİR TAKVİM DAHA BİTTİ

-Bir doğum günlerimizde,
 bir de yeni yıllarda büyüyoruz gibi geliyor...-

Bugüne kadar hiçbir yeni yılda bir şeyler yazmadım; ama tabii herkes gibi çok şeyler dilemişliğim var ve her yeni yılda yıllar önce takip ettiğim bir mizah dergisindeki karikatürü anımsıyorum.
Babası çocuğuna ne istediğini soruyor; çocuk en az 50 kalem istek sayıyor.
Çocukken bitmiyor isteklerimiz. Gerçekçi olsun olmasın, anne babamızın her istediğimizi bize sunabilecek kudrete sahip olduklarına olan inancımızın verdiği güvenle sınırsızca isteğe sahip oluyoruz.

Ama yıllar geçtikçe ve yaş büyüdükçe dileklerimiz ve isteklerimiz azalan sayılarıyla birlikte daha gerçekçi çerçevelerle çiziliyor; somuttan soyuta doğru kayıyor. Küçükken istediğimiz atari, bisiklet vs. yerini sağlık, mutluluk, huzura bırakıyor. Çünkü artık öğreniyoruz ki; bunlar olunca gerisi zaten oluyor.

Hele de belli bir yaşa gelmişseniz, hayata bakışınızın ve beklentilerinizin ayakları daha bir yere basmaya başlıyor. Dostluklarınızı, arkadaşlıklarınızı, kazandıklarınızı, kaybettiklerinizi, değenleri, değmeyenleri, kendinizi, ailenizi, insanları, hayvanları; kısaca dünyayı algılayışınızı bambaşka çerçeveler içinde buluyorsunuz.

En çok da hayatınızdakilerin yeri biraz daha önem kazanıyor. Gün geliyor bir bakıyorsunuz; sizi çok üzdüğünü düşündüğünüz insanlar, çok değer verdiğiniz nice insandan daha az zarar vermiş size. Nefretle andığınız adlar, tebessüm ettiren yüzlerle yer değiştirmiş. Kötü dediğinizin kötülüğünün samimiyetini bile, iyi dediğinizin iyiliğinin sahteliğine tercih etmeye başlamışsınız. Derinlerde, ne olursa olsun, hep itip öfkeyle andığınız adların aslında çok sevdiğiniz nice isimden daha değerli olduğunu görmüşsünüz. Ve bunu görmek sizi mutsuz etmemiş. Sadece içinizi biraz burkmuş.
Ve bakmışsınız ki; biraz daha büyümüşsünüz...
Ve görmüşsünüz ki; takvimlerle değil, yaşadıklarınızla büyümüşsünüz...

Son yaprağıyla ömrünün sonu gelmiş bir takvim,
son sayfasıyla miadını doldurmuş bir ajanda,
bir gün sonra değişecek olan bir son rakamdan öte güzelliklerle dolu ilkler olsun bu yıl hayatınızda.

Ailenizi, arkadaşlarınızı, dostlarınızı ve sokaktaki canları unutmadan...
Mutlu yıllar...

30 Aralık 2013 Pazartesi

ENGEL OLMA, DESTEK OL!

Bugün sizlere geçtiğimiz eğitim öğretim yılında gerçekleştirdiğimiz projemizden söz etmek istiyorum.

Dr. Hayal Köksal koordinatörlüğünde Kalite Okulları Merkezi tarafından 2003 yılından bu yana sürdürülen Uluslar arası Bilişimci Martılar Projesi kapsamında 2 eğitimci ve 6 öğrenci bir araya gelerek kurduğumuz PATİ DOSTU ELLER Grubu olarak hazırladığımız engelli hayvanların yaşam hakkına saygı ve empati konulu Engel Olma Destek Ol adlı projemiz, uluslar arası jüri ve eş değerlendirmeleri sonrası en iyi ortaokul projesi seçildi.

Böyle bir başarı elde etmenin gururu yanında, 1 yıl süren uygumalı çalışmalarımızda çocuklarda bu konuda farkındalık yaratabilmiş olmayı görmek çok mutlu etti bizi.

Ekip olarak 27-30 Kasım 2013 tarihleri arasında Hindistan’ın Lucknow kentinde yer alan City Montessori School'da düzenlenen 16. Uluslarası Öğrenci Konvansiyonu´nda 10 ülkeden gelen eğitimcilere ve öğrencilere projemizin tanıtımını yaptık ve okulun kurucusu J. Gandhi ile Proje Genel Koordinatörü Dr. Hayal Köksal’dan ödüllerimizi aldık.

Projemizden kısaca söz etmek gerekirse:

2 öğretmen ve 6 öğrenci bir araya gelerek PATİ DOSTU ELLER Grubunu oluşturduk ve "engelli hayvanlarla empati ve yaşam hakkına saygı" konulu “Engel Olma Destek Ol” adlı projemizi gerçekleştirdik.

Engelli denince akla ilk olarak engelli insanlar geliyor ve engellilerle empati kurabilmek, onların yaşam koşullarını anlayabilmek ve onlara ihtiyaçları olan desteği verebilmek için de birçok kurum ve kuruluş tarafından çalışmalar ve kampanyalar düzenleniyor. Ancak engelli denince bir de engelli hayvanlarımız var göz ardı edilen ve  bu konuda yürütülen çok fazla çalışma mevcut değil. En azından hayvanların engelli olma sebeplerinin farkında olunması ve onların yaşam hakkına saygı duyulması konusunda insanların bilinçlendirilmesi amacıyla çalışmalarımızı engelli hayvanlarla ilgili olarak yürüttük.

Proje çalışmalarımız kapsamında ulaşabildiğimiz herkesle bilgilendirme toplantıları ve okuldaki arkadaşlarımızla barınak ziyaretleri ile sokak beslemeleri gerçekleştirdik. Amacımız hayvan sevgisinin onlara dokunarak hissedilebildiğini görmelerini sağlamak oldu. Çünkü hayvanların engelli olmaları doğuştan getirilen nedenlerden çok insan kaynaklı nedenlere dayanıyor. İnsanlar onların varlıklarının farkında olduğunda, onları yakından sevmeyi öğrendiğinde, yaşam hakkına saygı duymayı başardığında hayvanlarımızın ölme ya da sakat kalma risklerini azaltma ve yok etme şansımız olabilir. İşte bu “yaşam hakkına saygı ve empati” temelinde özellikle okuldaki arkadaşlarımızı barınaklardaki ve sokaklardaki hayvanlarla bir araya getirdik; onlara dokunmalarını, gözlerindeki duyguyu ve sevgi ihtiyacını görmelerini sağladık. Başlangıçta korkan arkadaşlarımızın ilerleyen zamanlarda o korktuklarını söyledikleri köpeklerle sarmaş dolaş olduklarını görmek bizleri çok mutlu etti.

Hani bir kişiye dahi ulaşsanız amacınıza ulaşmışsınızdır ya; biz birçok kişiye ulaştığımızı görmenin heyecanını yaşadık açıkçası. İnanıyoruz ki, bugün bu projeyle hayvanlarla bir araya gelen arkadaşlarımız yarın başka arkadaşlarını bu konuda bilinçlendirecek ve belki bir kişi sayesinde onlarca kişi, onlarca kişi sayesinde yüzlerce kişi daha bilinçlenecek.

Biz doğaya saygıyı temel aldık. Günlük yaşamda insanlara sorsanız herkes doğayı, insanları, ağaçları, kuşları sevdiğini söyler; ancak iş bu sevgiyi eyleme dökmeye gelince durum çoğu zaman değişir. Hayvanlar da insanlar ve bitkiler gibi doğanın evlatlarıdır. Onlar da can taşıyor, acıkıyor, susuyor, uyuyor, sevilmek istiyor, yaralandıklarında canları acıyor. Bizden tek farkları bizimle aynı dili konuşmuyor olmaları. Tabii onları anlamak için aynı dili konuşmak da gerekmiyor. Kurumaya yüz tutmuş bir fidanın suya ihtiyacı olduğunu nasıl anlıyorsak, bir hayvanın gözlerine baktığımızda da neye ihtiyacı olduğunu görebiliriz. Yeter ki o gözleri okumayı bilelim.

Ben hep “bir hayvanı sevmek ona dokunmakla başlar” diyorum. Bu proje süresince öğrencilerimde de bunu gördüm. Onlara bir kere dokunduktan sonra kendileri için bu hayvanların bambaşka anlam taşıdığını söyleyenler oldu aralarında.

Bu canlar da bizler gibi karınlarını doyurmak ve huzurla yaşamak için çabalıyorlar. Doğadaki bütün canları en doğal hakkıdır bu. “Sokağımdaki köpek çok havlıyor, kediler çöpleri dağıtıyor” gibi düşüncelerle onları sorun olarak algıladığımızda asıl sorunları görme şansımızı yok ediyoruz aslında. Havlamak köpeğin doğasıdır. Bunu rahatsızlık verici bir durum olarak gören insanın doğaya saygısını sorgulamak gerek. Kediler çöpleri dağıtıyor; çünkü açlar. Eğer ben kapımın önüne bir parça yemek ve su koyarsam o kedi o çöpe muhtaç hale gelmez. 

Bir kedinin çöp kutusunda geziyor olması onun pisliğinden değil, insanın ayıbındandır.

Bugün birçok çocuk sokakta gördüğü bir hayvanı bütün saflığıyla ve sevgisiyle sarmalamaya çalıştığında ebeveyni tarafından “elleme, pis” gibi cümlelerle ondan uzaklaştırılıyor. Çocukluğumuzda evlerin sorgusuzca paylaşıldığı, kışın sobanın dibindeki minderine sokulan hayvanlar ne ara bu kadar pis oldular? Asıl sorun yanlış bildiklerimiz ve önyargılarımız.

Bugün birçok insan sokakta bir köpeğin başını okşasa tedavisi mümkün olmayan hastalıklara kapılacakmışçasına endişe ediyor. Hayvanlardaki pirelerin insanlara geçebileceğini sanıyor. Bunun yanında onlara özgü hastalıkların insana bulaşmadığını, salyalarının antiseptik özellik taşıdığını bilmiyor.

Bu bilgisizliğin ve buna bağlı sevgisizliğin önüne geçebilmek, çocuk yaşta hayvan sevgisini yüreklere yerleştirebilmek için de bu projeyi gerçekleştirdik ve bu eğitim yılında da bu projemizi kendi bünyelerinde uygulamak isteyen okullarla işbirliği yapmak istiyoruz.

Ne kadar çok çocuğa ulaşabilirsek, yarına o kadar çok doğaya ve canlıya saygılı yetişkinler sunma şansımız artacaktır.

Proje ortağı olmak isteyen okullar ile paylaşımlarımızı takip etmek isteyen canseverler facebook sayfamızdan bize ulaşabilirler: http://www.facebook.com/patidostueller


Planlama aşamasından itibaren bütün çalışmalarımız bu adreste mevcut.